Her şeyden önce, Comdata'daki mevcut işinize sizi cezbeden ne oldu?
Benim için Comdata'ya katılmanın gerçek manada heyecan verici yanı, burada, Bükreş'te yepyeni, ekiplerinden ofislerine, müşteri ilişkilerine ve diğer tüm unsurlarıyla sıfırdan bir bölüm açma olanağı oldu.
Ve bu süreçte sizi en çok ne gururlandırdı?
Başarılar açısından, hele de pandemi çılgınlığının yaşandığı 2020 yılı içerisinde, Comdata için yepyeni iki müşteri kazandırdığımız bir gerçek. Müşterilerden birisinin çok fazla acelesi yoktu, ama diğeri çok hızlı - faaliyete geçişten hacmi kontrol altına alma arası 8-10 hafta kadar - hareket etmek istiyordu.
Bu tam bir maceraydı, zira yeni bir bölüm olduğumuzdan, ekip çalışmasından evde çalışmaya kolayca geçiş yapacak mevcut bir ekibimiz yoktu. Ekibi tamamen çevrimiçi topladık. Bu yüzden ne birbirleriyle tanışmaya, ne de birlikte çalışmaya fırsatları olmadı. Üstüne üstlük, yalnızca sanal etkinlik ve toplantılar yoluyla aralarında bir bağ oluşturmamız gerekiyordu.
Her şeye rağmen bu ekipleri başarıyla devreye alabilmiş ve müşterilerimizle yeni ve başarılı ortaklıklar tesis edebilmiş olmaktan gurur duyuyorum.
Müşteriler kimler?
Birisi sigorta sektöründen, diğeri tütün sektöründen.
Her ikisiyle de ilişkilerimiz büyüyerek devam ediyor. Şu an için her birine üçer ülkede destek oluyoruz, ama bu yıl ve önümüzdeki yıl için yeni ülkeler ve yeni dil kabiliyetleri eklemeleri söz konusu.
Şimdilik Fransızca, Almanca, İtalyanca, İngilizce ve İspanyolca ihtiyaçlarını karşılıyoruz, ama Kuzey Avrupa'da Litvanyaca ve Lehçe, Güney Avrupa'da da Yunanca gibi daha fazla lisan ekleyebilmeyi umuyoruz.
Ekibinizdeki karışım nasıl - iş arkadaşlarınızın çoğunluğu erkek veya kadın mı?
Benim ekibim kadınlı-erkekli iyi bir karışıma sahip; çoğu farklı farklı milletlerden, ayrıca birkaç da LGBTQ topluluğundan üyemiz var, yaş aralığımız ise 20 ilâ 67!
Bence aslolan, herkesin iş ortamında farklı oldukları veya farklı muamele gördükleri hissine kapılmaksızın, kendileri olabileceklerini hissetmeleridir. Bu, benim için her şeyden önemlidir. Bu, işime ve bu türden bir ortama dair en çok sevdiğim şeylerden biri - birbirinden farklı geçmişlerden gelen birbirinden farklı insanlarımız var ve bu her şeyi çok daha ilginç kılıyor. Harika.
Bu cinsiyet dengesi ve çeşitlilik kendi piyasanızın da tipik bir özelliği midir?
Bence bu şirkette ve Romanya'daki bu sektörde, kadınlar için oldukça iyi fırsatlara ve cinsiyet eşitliğine sahip olduğumuz için oldukça şanslıyız, ayrıca ben dâhil, liderlik seviyesinde de çok sayıda kadın bulunuyor.
Burada, Comdata'daki lider kadrosuna da baktığım vakit, Exco grubun tepesinde üç kadın var ve neredeyse tüm ülkelerde çok sayıda kadın lider bulunuyor. Bu yüzden, güçlü bir karışım oluşturulduğunu düşünüyorum ve bu da beni mutlu ediyor.
Kendi kariyeriniz boyunca cinsiyet eşitliği veya çeşitlilik bakımından sorunlarla karşılaştığınız oldu mu?
Dürüst olmak gerekirse, bu sektörün oldukça dengeli olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar erkek-egemen olabilecek başka şirketler ve sektörler olduğunu bilsem de, çalıştığım şirketler olsun, müşteriler olsun, hep çeşitli ve eşit bir insan kitlesi içerisinde bulundum.
Ama elbette ki, erkek mevkidaşına daha yüksek perdeden saygı gösterme eğiliminde olan kadınlara rastladığım oldu, ayrıca belli topluluk ve ortamlar içerisinde kadınların mücadele dozunu biraz daha artırması gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuda neler yapabiliriz?
Değiştirmek oldukça zor. Bence bu toplumda yapısal bir zihniyet ve bizler, kızlarımızı ve oğullarımızı nasıl eğittiğimize bakmalıyız. Erkekleri ve kızları farklı şekilde eğitebiliriz, meselâ erkekleri daha maceracı olmaya teşvik ederken, aynısını kızlara yapmayabiliriz.
Ben büyürken, hata yapmaktan korkardım - hep iyi olmak isterdim. Oysa ki bizler hata yaparak ve bir dahaki sefere daha iyisini yaparak öğreniyoruz ve çocuklarımızı da bundan korkutmamalıyız.
Kendi kızımla yapmaya çalıştığım şey tam da bu; o hâlâ küçük belki, ama bunları ne kadar erken öğretirsek, o kadar iyi. Ondan kendi ayakları üzerinde durabilmesini, ve mahcubiyet nedir bilmemesini istiyorum ve risk almanın, hata yapmanın ve her zaman öğrenmenin bir sorun olmadığını anlamasını istiyorum.
Peki, işyerinde çeşitliliğin nasıl teşvik edilebileceğini düşünüyorsunuz?
İki temel yöntem görüyorum. Birincisi, liderlerin işteki hal ve tavırları. Özünüz, sözünüz bir olmalı. Bir odaya girip, çeşitlilik ve rakamlar hakkında slaytlar gösterebilirim, ama o toplantıdan çıktığımda başkalarından beklediğim davranışı kendim göstermezsem, gösterdiğim o slaytlar hiçbir değişime yol açmayacaktır.
İkincisi, İK'nın ve liderlerin diğer gruplara karşı ayrımcılık yapan veya onları dışlayan davranışlara karşı nasıl tepki gösterdikleri önemlidir: böylesi durumlara kayıtsız kalamazsınız. Kim çizgiyi aşarsa, derhal gereğini yapmanız şarttır.
Yani bu ikisi de benim için kilit önemdeler.
Women@Comdata gibi inisiyatifler de çeşitliliğin teşvikine yardımcı olacaklardır
Evet, ben de şirket bünyesinde bu inisiyatifin destekçilerinden birisiyim.
Bu konuda epey de bir yol kat etmiş bulunmaktayız. Ne durumda olduğumuzu görmek için İK'ndaki verileri önümüze yığdık – cinsiyet karışımı, yaş grupları, maaş aralıkları, promosyonlar, doğum izninden dönen kadınların sayısı vb.
Ayrıca şahsen ilgimi çeken yıpranma oranlarına da baktık. Kadınların daha az risk aldıklarına ilişkin daha önceki vurgumla tutarlı olduğunu düşündüğüm şekilde, yıpranma oranı kadınlara nazaran erkeklerde daha yüksek.
Ardından şirket çapında bir anket düzenliyoruz - bu da ihtiyacımız olan nabız kontrolünü sağlıyor. Anket sonuçlarının analizi sonrasında, desteklenecek bir dizi eylem tasarlayacağız. Women@Comdata'da beni fevkalâde memnun eden bir husus da, CEO'muz Maxime Didier ile Grup Dijital Dönüşüm ve Entegrasyon Başkanı Patrice Mazoyer'in her ikisinin birden programa öncülük etmeleri, bunun da Exco Grubumuz içerisinde görünürlüğü ve desteği arttırmasıdır. Exco Group.
Peki, Monica, son olarak, bizlere aktardığınız bilgiler temelinde, bugün kariyerine ilk adım atmış olan kimselere tavsiyelerin nelerdir?
Yeni şeyleri denemekten, öğrenmekten, hata yapmaktan, bir yolda yürümekten korkmasınlar. Gerçekten istedikleri şeyin bu olmadığını fark ettiklerinde, diledikleri vakit değiştirebilirler. Ayrıca kendilerine risk almalarını ve başarabileceklerinin bir sınırının olmadığını da telkin etmek isterim.
İşyerindeki kadınlara bir diğer tavsiyem de, kendi aralarında çalışmalarıdır. Bazen yetiştirilme tarzımız nedeniyle 'içselleştirilmiş kadın düşmanlığı' yaşarız, bu yüzden önce kendimizden başlamak üzere, toplumda bu tür bir değişim için çalışmalıyız. Kolay bir iş değil, daha yapılacak çok şey var, ama bu tavsiyeyi vermesem de olmaz.